Sayın: Mustafa Nevruz SINACI
Siyaset Bilimci –Hukukçu,
Gazeteci - Yazar
Hayvan haklarında insan haklarını
da beraber düşünerek savunmamız gerekmektedir. Ülkemizde, insanlar köpeklerin
korkusundan sokağa çıkamıyorsa, sahipsiz köpeklerce parçalanarak öldürülüyorsa,
sorumluluğu hiçbir kurum üslenmiyorsa en ideal kanunları yapsanız bile o
kanunlar geçersiz kalmaya mahkûmdur. Aşağıda detaylarını verdiğimiz ve “sokak
köpekleri ilgili” kanunun uygulayıcısı ve takipçisi Orman ve Su İşleri
Bakanlığı başta Büyükşehir ve ilçe belediyeleridir.
Hayvan hakları konusu 1960’ların
başından bu yana dünyanın çeşitli yerlerinde ele alınmış, tartışılmış ve bu
süreç "Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi"nin kabulü ile
sonuçlanmıştır. Türkiye’de ise hayvan hakları ile ilgili ilk kanun tasarısı
1995 yılında Tarım ve Orman Bakanlığınca TBMM’ne sunulmuş ve 1 Temmuz 2004
yılında “Hayvanları Koruma Kanunu” 5199 sayı ile yürürlüğe girmiştir.
Kanunun; hükümet ve TBMM
gündeminde bulunduğu 9 yıl boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlar lehte veya
aleyhte görüş alarak kanunlaşmıştır. Kanunun amacı; hayvanların rahat
yaşamalarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek,
hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde
korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.
Kanunun getirdikleri ve amacı
incelendiğinde hayvanların genel olarak korunmasını kapsamakla birlikte, en çok
sokaklardaki sahipsiz kedi ve köpeklerin rehabilitasyonuna yönelik olduğu
görülecektir. Kanunun çıkarılmasının ana nedenlerinden bir tanesi ve belki de
en önemli gerekçesi sokaklardaki sahipsiz hayvanların belediyelerce sokak
ortalarında öldürülmesidir. Bu durum; etik anlayışa uymamaktadır.
Kanun yürürlüğe gireli yaklaşık
yedi yıl olmasına rağmen ülkemizde bu sorunla ilgili pek bir şey değişmemiştir.
Kanunun uygulamasını yapacak Orman ve su işleri Bakanlığı’nın konu ilgili bir
alt yapısı mevcut değildir. Kanun TBMM’nde görüşülürken bu durum hiç dikkate
alınmamıştır. Bakanlığın merkez ve taşra örgütlenmesi orman hizmetleri
ağırlıklıdır; personel istihdamı ve iş planlaması da bu hizmetler göz önüne
alınarak yapılmaktadır. Hayvanları Koruma Kanunu, Bakanlığa yeni ve bünyesine
uygun olmayan görevler yüklemiştir. Bakanlığın bu yapısı ile bunun üstesinde
gelmesi mümkün görülmemektedir. Kanunun getirdiği görevler veteriner hekimlerinin
uğraşı alanlarına girmektedir. Oysa Bakanlığın bünyesinde 10 civarında veteriner
hekim bulunmaktadır.
Kanunun omurgasını teşkil eden
sahipsiz sokak hayvanlarının rehabilitasyonunu yapacak olan belediyelerin konu
ile ilgili olmaları gereken çok mesafe bulunmaktadır. Her şeyden önce sokak
hayvanlarına bakış açılarını ve onların yaşam hakları olduklarına kendilerini
inandırmaları, ona göre bütçe, personel, araç-gereç tedarik etmeleri ve uygun
bir alt yapı oluşturmaları gerekmektedir. Kanunu ülke genelinde uygulayacak
Bakanlığın bu yapısı ile bu işi yapması mümkün görülmemektedir. Bunu
yapabilmesi için merkezde bu işlerle ilgili bir genel müdürlük, taşrada ise il
müdürlükleri bünyesinde bu işlerle ilgili şube müdürlükleri ve her ilçede de
teşkilatlanması, gerekecektir. Her şeyden önce bu iş için ayrılmış bütçe gerekmektedir.
Kanunun çıkış nedeni olan sahipsiz sokak hayvanlarının sayılarının kontrol
altına alınması için kısırlaştırma önemli bir çare olarak görülmelidir.
Belediyelerin yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu işleri önemsemeleri ve imkânlarını
buna göre ayarlamaları gerekmektedir. Başlangıçta ülke genelinde kamu ve bu
işle ilgili sivil toplum kuruluşlarının topyekûn bir kısırlaştırma kampanyası
başlatarak üremenin azaltılmasını sağlamaları belediyelerimizin işlerini
kolaylaşacaktır.
Sahipli ve sahipsiz tüm kedi ve
köpeklerin kayıt altına alınarak, sahipli kedi ve köpeklerin sokağa terk
edilmeleri halinde sahiplerinden para cezası alınmalıdır. Bu paralar bir fonda
tutularak yine sokak hayvanları için sarf edilmelidir. Yeterli barınaklar
yapılarak sahipsiz kedi ve köpekler bu barınaklara yerleştirilmelidir. Hayvanlara,
acı, ızdırap ve eziyet çektirerek ölümlerine sebep olanlara idari para cezası
yerine ceza kanunlarına konulacak hükümlerle cezalandırılmalıdırlar.
Medeni
ülkelerde sokaklarda başıboş dolaşan, insanlara saldıran, sahipsiz köpeklere rastlanamaz.
Çünkü merkezi ve mahalli idareler kesinlikle görevlerini aksatmayarak kanunları
uygulamaktadırlar. Büyük şehirlerde insanlar, sokak köpeklerinin korkusundan
sokağa çıkamaz durumdadırlar. Bu sorun, sürüncemede bırakılarak büyümektedir.
Sorunun çözümü için ilgililer ve yetkililerin ciddi adım atmalarını beklemekteyiz.
Her konuda en iyi kanunları yapıyoruz. Ama kanunlara vatandaşlar uymadığı gibi
maalesef denetimde yeterli olamıyor. Onun için kanunları çiğneyenlere hak
ettikleri ceza verilemiyor.
Saygılarımızla… Ankara, 24.09.2012
AHMET AKGÜN
Yönetim Kurulu Adına
Genel
Başkan
İLETİŞİM:
Toplumsal Etik Derneği Genel Merkezi
0532. 434 32 32 - 0543. 409 29 39
e-mail: ahmet.akgun06@hotmail.com